Diyarbakır tarihini haritalar üzerinden takip etmek istediğinizde Orta Çağ’dan başlamak gerekiyor. Yıllar içinde coğrafyacılar, gezginler, askerler ya da siyasi aktörler farklı saiklerle bölgenin çeşitli biçimlerde haritalandırılmasına vesile olmuşlar.
Orta Çağ’da harita için “cuğrâfiyâ”, “ca’râfiyâ”, “sûretü’l-arz”, “resmü’l-arz”, “sıfâtü’d-dünyâ” ve “eşkâlü’l-arz” gibi Arapça kökenli tabirler kullanılıyordu. İslam coğrafyacılarının benimsediği haritacılık geleneğinin ardında ise etkisini birkaç asır devam ettirecek olan Batlamyus (ö. 168) vardı. Batlamyus, coğrafyayı “bilinen yeryüzü şekil ve hadiselerinin bir resim halinde tasviri” şeklinde tanımlamıştı.
Çoğu renkli olan bu haritalarda şehir, farklı devirlerde Amida, Amid, Amed, Kara Amid, Diyarbekir ve nihayet Cumhuriyet’in ilk yıllarında Diyarbakır olarak geçiyor. Gerçekte böyle bir ismi bulunmamasına rağmen, Latince kökenli dillerle hazırlanmış kimi haritalarda Kara Amid’in, Caramit’e ya da Caraemit’e dönüşmüş olması ayrıca ilginç. Haritalardaki bu gezinti şehrin idari alan olarak yaşadığı değişimleri de ortaya koyuyor.
Orta Çağ İslam coğrafya bilgini İstahrî’nin (ö. 957) “Mesâlikü’l-memâlik” (“Ülkelerin Yolları”) isimli eserinde 20 bölgesel ve bir de dünyanın yuvarlak olarak gösterildiği bir harita bulunuyor. Eserin El-Cezire, yani Mezopotamya bölümünde Diyarbakır şehri de Amid olarak görünüyor. Nehirler, dağlar ve yerleşim yerleri işaretlenmiş.
Müslüman coğrafyacı Şerîf el-İdrîsî (ö. 1165) asıl şöhretini Sicilya kralı II. Rugerro himayesinde yazdığı ve 1154’te tamamlanan “Nüzhetü’l-müştâk fi İhtirâki’l-âfâk” (“Ufuklara Açılmaya Hasret Duyanın Hoş Gezisi”) isimli coğrafya kitabına borçlu. Aynı zamanda “el-Kitâbü’r-Rucârî” (“Kral Rugerro’nun Kitabı”) adıyla da bilinen eser iklimlere göre düzenlenmiş. Kitapta El-Cezire (Mezopotamya) bölümünde Dicle Nehri kıyısındaki Amid’i de resmetmiş.
1600’lü yılların başında Osmanlı İmparatorluğu’nu gösteren bu haritanın Felemenk haritacı Jodocus Hondius’un (ö. 1612), meşhur haritacı Gerardus Mercator’un işini takip ederek ürettiği “Atlas sive Cosmographicae Meditationes de Fabrica Mundi et Fabricati Figura” (“Atlas ya da Kâinatın Yaratılışı ve Yaratıldığı Gibi Kâinat Üzerine Tefekkürler”) isimli atlasın bir parçası olduğu düşünülüyor. Köşede resmedilen de muhtemelen Fatih Sultan Mehmed. Bu haritaya Diyarbakır, o zamanki Kara Amid isminin Caramit şeklinde işlenmesiyle dâhil olmuş.
Fransız haritacı Nicolas Sanson (ö. 1667) tarafından ilk kez 1650’li yıllarda hazırlanan haritanın 1679 baskısında şehirler ve kasabalarla birlikte ırmaklar, çöller ve dağlar gibi yer şekilleri de gösterilmiş. Devlet sınırlarını ayırmak için renkli çizgiler kullanılmış. Yer isimleri Fransızca işlenirken Kara Amid bu kez de Caraemit olmuş.
Fransız şarkiyatçı François Pétis de la Croix (ö. 1713) 1669 tarihli bir belgeyle İstanbul ve İzmir’e Doğu dilleri öğrenmek için gelmişti. 1710’da babasının “Histoire du grand Genghizcan, premier empereur des anciens mogols et tartares” (“İlk Kadim Moğol ve Tatar İmparatoru Büyük Cengizhan’ın Tarihi”) adlı eserini ilâvelerle yayımladı. Bu eser için hazırlanan haritada Timur tarafından istila edilen yerler arasında gösterilen Diyarbakır, Amed adıyla kaydedilmiş.
Hollandalı haritacı Isaak Tirion (ö. 1763) çok sayıda atlas ve şehir planı hazırladı ve yayınladı. Bunlardan biri olan, 1773 tarihli “Nieuwe Kaart van Irak Arabi, Kurdistan, Diarbek, Turkomannia, Syrie en het Heilige Land” (“Irak-ı Arab, Kürdistan, Diyarbekir, Türkmenya, Suriye ve Kutsal Topraklar’ın Yeni Haritası”) adlı haritada, beylerbeyliği merkezi olan şehri Diarbek adıyla göstermiş.
Fransız coğrafyacı ve haritacı Jean-Baptiste Bourguignon d’Anville (ö. 1782) Çin, Afrika ve Asya’ya ilişkin ayrıntılı atlaslar ve haritalar hazırladı. 1779’da yayınlandığı düşünülen, adını gösterdiği Fırat ve Dicle nehirlerinden alan “L’Euphrate et le Tigre” isimli haritada ise Diar-bekir, Kara Amid ve Amida isimlerinin üçü de karşımıza çıkıyor.
Alman haritacı Adolf Stieler (ö. 1836) tarafından “Hand-Atlas über alle Theile der Erde und über das Weltgebäude” (“Bütün Yeryüzü ve Evren Üzerine El Atlası”) adıyla, 1846 yılında Gotha’da yayınlanan atlasta “Das Osmaniche Reich in Asien” (“Asya’daki Osmanlı İmparatorluğu”) isimli bir harita mevcut. Şehir burada Diarbekr adıyla kaydedilmiş.
Henry Binder’in çizdiği Kürt, Gürcü, Ermeni illerini ve çevresini gösteren, “Carte du Kurdistan, Géorgie, Arménie, Mésopotamie et Perse Occidentale / Frontières Turco-persanes” (“Kürdistan, Gürcistan, Ermenistan, Mezopotamya ve Batı İran Haritası / Türk-İran sınırı”) isimli harita 1887’de basılmış. Şehir burada da Diarbekir adıyla kaydedilmiş.
Fransız araştırmacı ve gezgin Vital Cuinet’in vazifesi (ö. 1896), Düyûn-ı Umumiye adına Osmanlı kentlerini dolaşmak ve her birinin ekonomik, sosyal ve kültürel envanterini çıkarmaktı. Vital Cuinet’in 1891 tarihli bu çalışması bir yıl sonra Paris’te “La Turquie d’Asie: Géographie Administrative” (“Asya Türkiyesi: İdari Coğrafya”) adıyla kitap olarak da yayınlandı. Cuinet, envanterinde Diyarbakır’a ayırdığı bölüm için ayrıntılı ve müstakil bir harita da hazırlamış.
Frère Raphaël de Ninive tarafından hazırlanan ve 1904’te Paris’te yayınlanan “Album de la Mission de Mésopotamie et d’Arménie confiée aux Frères-Mineurs Capucins de la Province de Lyon” (“Lyon Vilayeti Kapusenlerine Emanet Edilmiş Mezopotamya ve Ermenistan Misyonu Albümü”) isimli albüm, günlük hayatı belgeleyen çok sayıda nadide fotoğraf içeriyor. Albümde “Carte géographique de la mission apostolique des capucins en Mésopotamie et en Arménie” (“Mezopotamya ve Ermenistan’da Kapusen Papalık Temsilciliği Coğrafi Haritası”) başlıklı bir haritada Diyarbakır ve civarındaki Hıristiyan yerleşim yerleri de gösterilmiş.
Babıali’nin ilk yayıncılarından Tüccarzâde İbrahim Hilmi (Çığıraçan) 1907 yılında Osmanlı Devleti’nin bütün eyaletlerinde siyasi ve idari dağılımı gösteren bir atlas yayınladı. “Memâlik-i Osmâniyye Cep Atlası” (“Osmanlı Memleketleri Cep Atlası”) isimli bu eserde her vilayetin olduğu gibi, Diyarbekir’in de müstakil bir haritası mevcut.
I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti de Erkân-ı Harbiye-i Umumiye (Osmanlı Genelkurmayı) bünyesinde savaş cephelerindeki vilayetlerin ayrıntılı haritalarını hazırlatmış, 1917 yılında da bastırmıştı. Bunlardan Diyarbekir’e ayrılan haritada topoğrafya dışında, köy yollarını dahi içeren detaylara yer verilmiş.