Ara

Bir insan icadı olan tarihin insanla meselesi, muhtemelen en başta hangi insanlar tarafından yazıldığıyla başlar. Hayat hikâyelerinin, biyografilerin, portrelerin tarih yazımıyla ilişkisi ise disiplinin geçmişi boyunca süregitmiş bir tartışmayı oluşturuyor. Örneğin büyük zaferlerin, ağır yenilgilerin, unutulmaz her nevi hadisenin ardındaki kişi, bu odak tercihlerinden biri olabiliyor. Tarih, kimi zaman tartışmasız başarıların, bazen mucizelerin, bazen de büyük talihsizliklerin, çilelerin biçimlendirdiği “olağandışı” hayatlar üzerinden de kaydedilir.

Sur Belediye Parkı, 1934. (Fotoğraf: DKVD Diyarbakır Kent Arşivi)
Sur Belediye Parkı, 1934. (Fotoğraf: DKVD Diyarbakır Kent Arşivi)

Kökleri Antik Çağ’a uzatılabilecek olan biyografi türünü insanlık son dört-beş yüzyılda yeniden keşfetti. Çerçeveyi daraltan mikro tarih anlatılarının son yüzyılda daha da artan kıymeti ise öznenin tanımını genişleterek daha zengin, resmî söylem karşısında daha dirençli bir anlatı geleneği oluşturdu. Bu, hakikat denilene yakınlaşma potansiyeli daha güçlü bir perspektif anlamına da geliyor.

Dicle kenarı, 1951. (Fotoğraf: DKVD Diyarbakır Kent Arşivi)
Dicle kenarı, 1951. (Fotoğraf: DKVD Diyarbakır Kent Arşivi)

Bu sergiyi Diyarbakır’ın “insanları” üzerine kurduk. Kentin geçmişinde hayat hikâyeleri üzerinden gezindik, kişisel tarihleri Diyarbakır’da başlamış, farklı alanlardan, değişik nedenlerden dolayı önemli kişilerin portrelerini sunmak istedik. Bu elbette ki çok geniş bir ihtimal aralığından sübjektif bir seçim yapmayı gerektirdi. Geçmişe döndükçe, özellikle toplumsal cinsiyetin tarihe kaydedilme konusundaki baskın etkisini duyduk, kadınlar neredeyse yoktular. Elimizden geldiğince bunu telafi etmeye çalıştık.

İlk bölümümüz Diyarbakır’ın tarihinde bilim ve eğitim alanından isimleri buluşturuyor. Bu topraklarda doğmuş, çoğu zaman hayatını da bu bölgede geçirmiş kişiler… Buluşlarıyla, arayışlarıyla, öğrenmeye ve öğretmeye adanmış hayatlarıyla iz bırakanlar… Tarihi kaydederek artlarında çok özgün kaynaklar bırakanlar… Yazar Mehmet Şimşek’in kaleme aldığı seçki, kentin çokkültürlü, çokdinli geçmişini yansıtan çeşitlilikte.

İkinci bölümün çerçevesini kültür ve sanat dünyası belirledi. Yazar Ahmet Çakmak’ın metinlerinde Diyarbakır’ın tarihinde bugüne daha da yakınlaşarak dolandık. Dizelerle, ezgilerle, çizgilerle şehirden geçenlere, onlar geçerken geride bıraktıklarına baktık.

Son bölümümüz ise Diyarbakır insanları denince belki akla ilk gelenlerden değil. Yazar Şeyhmus Közgün, kentin qırıx’larından bir derleme yaptı. Halkla, otoriteyle ve kentle ilişkileri bakımından alışageldik “kabadayı” tanımına uymayan qırıx’lara mahsus bu kültürü anlattı. Közgün, aynı bölümde şehrin hem en fazla görünen ama bir yandan da en görünmez kişilerini kaleme aldı, görece yakın tarihin “delilerinden” söz etti. Deli lafın gelişi, birçoğu akıl sağlığını yitirdikçe kentlilerin gözünde erdiği düşünülen, “veliler” onlar.

Bu bölümlerin uç uca bağladığı hayat öyküleriyle şehre dair başka bir fotoğraf albümü belirdi, Diyarbakır’ın insanları kenti bize bir de kendi gözlerinden anlattılar.

 

Kapak fotoğrafı: Gazi Caddesi, Oruç Ejder Koleksiyonu, DKVD Diyarbakır Kent Arşivi

SERGİ KÜNYESİ


Katkıda bulunan yazarlar

Ahmet Çakmak, Şeyhmus Közgün, Mehmet Şimşek

Sergi editörü

Pınar Öğünç

Çeviri

Abdulsıttar Özmen (Kürtçe)
Feride Eralp (İngilizce)

Tasarım

Fika

Yayın tarihi

Mart 2023